17 Kasım 2018

Nerd Show - At Yarışı

Yok yok öyle bir şey değil, at yarışında hangi ata oynarsan en çok parayı alırsın gibi bir şey değil.

Çoktandır güzel soru gelmiyordu yazayım dedim.

Elimizde 25 at var, aynı anda 5 tanesini yarıştırabiliyoruz. Elimizde bir kronometre vs yok, en hızlı 3 tanesini en az kaç yarışta bulabiliriz?

Image result for at yarışı

02 Eylül 2014

En Büyük Big Datacı

Birçok insan önyargılı olmayı olumsuz bir özellik olarak görür hatta üniversite sonda iş görüşmelerine vs giderken şöyle bir mit anlatırlardı. Birisini yemeğe götürmüşler iş görüşmesi için adam yemeğin tadına bakmadan tuz atmış ondan dolayı adamı işe almamışlar. Yok adam önyargılıymış da yok bilmemneymiş. Ne biliyosun adam belki şimdiye kadar 1000 tane restoranta gitti ve hepsinin ortalama insanların ihtiyacı kadar tuz ihtiva ettiğini analiz etti ve bu yeni gittiği restorantın da tuz oranın ortalama seviyede olacağını varsaydı ve lezzetsiz bir ilk lokma almamak adına tuz attı. Laf yani!


Şu anda bunu yapanı takdir etmeleri gerekiyor, ne güzel analiz yaptı diye hatta şirketler buna Big Data (biraz daha büyüğüne tabii ki) diyor ve bunun için ayrı departmanlar kuruyor. Mesela Walmart kadınların alışveriş düzenlerine bakarak hamile olduğunu tahmin edebiliyor ve ona göre hamilelik testi fln yolluyor evlerine. Hadi Walmart'ı da kov yiyosa :)) 

Mesela bana kalırsa en büyük big data cı Sherlock Holmes'tur. Çok hızlı karşısındakini analiz edip, diğer ortalama değerlerle karşılaştırıp bir çıkarımda bulunuyor, kendisi de buna Observe and Deduce der hatta. Herkes de hastası olur nası yaptı diye, ama ünivesite sonda iş görüşmesine gitseydi "yeterli analiz yapmadan sonuca ulaşıyor" diye işe giremezdi. 

Sherlock'la ilgili olarak da beni tanıyanlar bilir acaip bir Sherlock hastasıyımdır, ama bu aralar çok ele düşmesinden dolayı rahatsızım açıkçası. BBC Sherlock dizisi çıktıktan sonra herkes acaip coşmaya başladı, ben de ondan dolayı arada kaynar oldum. Hani mainstream Sherlock sever gibi oldum, ama ben aslında ortaokuldan beri çok coşarım. Kitaplarını, çizgi romanlarını fln okumuştum zamanında, tabi kime anlatıyosun onu da.. 

Neyse Sherlock rulez! :)


09 Temmuz 2014

Nerd Show - İki Anahtar ve Mahkumlar

Uzun zamandır güzel ve orijinal bir zeka sorusu duymamıştım. Yazılı dursun diye de buraya yazayım dedim, soru şöyle;


14 tane mahkum herkesin ayrı bir hücresi olduğu ve birbiriyle haberleşemediği bir hapishaneye kapatılıyor. Gardiyan, bir odaya iki tane anahtar (switch) koyuyor ve bunlar hiç bir yere bağlı değil yani hiç bir etkisi olmayan anahtarlar. Mahkumlara ilk geldikleri gün biraraya gelip konuşabileceklerini ve bir strateji oluşturabileceklerini ancak daha sonrasında birbirleriyle bir daha görüşemeyeceklerini söylüyor. Daha sonraki günlerde tamamen gelişigüzel bir şekilde bu mahkumları bu odaya sokacağını söylüyor. Yani bir mahkum üst üste 10 kere de girebilir uzun süre girmeyebilir de. Mahkumlar odaya girdiğinde birinci veya ikinci anahtardan birini ve sadece birini değiştirmek zorunda - açık durumdaysa kapalı duruma veya tam tersi. İkisini birden değiştiremez veya hiçbirini değiştirmemezlik yapamaz.

Belli bir süre sonra bütün mahkumlar odayı en az bir kere ziyaret etmiş olacaktır. Ne zaman ki aralarından birisi çıkıp "bütün mahkumlar odaya en az bir kere girmiştir" diyecek ve bu doğru olacaktır o zaman bütün mahkumları serbest bırakacaktır.

Mahkumlar nasıl bir strateji belirlemelidir ki hepsi serbest kalsın.

Not: Anahtarların başlangıç pozisyonu bilinmemektedir.


10 Haziran 2014

Bi Yeteneğin Olacak

Şu ortaokul lisedeki resimdi müzikti en yapamadığım derslerdi, yani zamanında çok eğilmedim heralde diyorum ama cidden özellikle resim konusunda hala bir arpa boyu ilerleyemedim. Anca dolap adam ve batman çizebiliyorum. Aşağıdaki resimde olduğu gibi - adam paint terk :)
Müzik konusunda da Daha Dün Annemizin şarkısından bir adım öteye gidemedim - do do sol sol la la sol fa fa mi mi re re do

Böyle olunca baya yeteneksiz hissediyorum kendimi, hani böyle mesleği olmayan insanlar gibi. Tabi yani benim de yeteneklerim var, mesela acaip logaritma alırım (bkz. eski post) ama bunu ulu orta gösteremiyosun.. Göstersen de değeri anlaşılmıyor fln nerd fln diyolar, zor yani... 

Neyse aslında böyle yetenek olsa iyi oluyor özellikle de şimdi kurumsal hayata fln bakıyorsun, adeta köşe kapmaca gibi. Boş olan veya çok kapışma olmayan köşeleri bulup kapatmak gerek. Zamanında Haluk Beker'in dediği gibi herşeyden birşey bilmek önemli ama daha önemlisi birşeyden herşeyi bilmek. Günün sonunda herhangi bir şey için goto person olmak gerekli. 


04 Mayıs 2014

İnovatif Kitap Fikri

Geçen kitap okuyordum bir bölümde, ya yazarın iyi anlatmasından ya da bu aralar çok film seyrediyor olmamdan, sahneyi aklımda canlandırırken arkaya da ortama uygun bir müzik kondurdum. Ve bir anda acaip oturdu, adeta bir Woody Allen olmuştum :))

Her neyse farkettim ki bu kitaplarla ilgili biraz daha interaktif ve değişik şeyler yapmak gerekli. Tabi kitap çokseverler o öyle güzel ben kafamda canlandırmayı seviyorum, yoksa gider film seyrederim. Hatta nerdeyse işte bu yüzden hep aynı hikayenin kitabı filmden daha güzel olacaktır (Watchmen hariç) gibi şeyler söyleyecek.

Ben buna rağmen aklımdaki inovasyonu söylüyorum. Yaklaşık 2 sene önce okuduğum 1 Kadın 2 Salak kitabındaki gibi bir interaksiyon. Hikaye İzmir'de geçiyor ve yemek yedikleri lokantalar, dinledikleri şarkıları fln QR koduyla okutuyosun ve ya 4sq'den nerede olduğuna bakıyorsun ya da şarklı dinliyorsun fln güzel uygulama olmuş. Bir adım ötesinde her bölüm başına, yaklaşık ne kadar sürede bitireceğini hesaplayıp ona göre bir arkaplan müziği koyuyorsun. Böylece hem bir hedef verdiğin için kitaplar senin yaklaşık belirlediğin sürede bitecek (yani baya hızlı okunacak) hem adeta bir yönetmen edasıyla okucuya aktarmak istediklerini daha rahat aktaracaksın.


Tabi günün sonunda kolay bişey olmayacak, yazarlık yeteneğinin ve yönetmenlik yeteneğini birarada bulundurmak gerekiyor. Ama işte olsa güzel olurdu manasında.

Bir de bunun CRM ve analiz kısmı var ki sırf onun için bile eğlenceli olabilir. Mesela QR koduyla yönlendirdiğin youtube videosunun yanına veya başına istediğin reklamı alabilirsin. Başka bir kitabını tanıtabilirsin ve hatta direk amazon'a yönlendirip satın aldırtabilirsin.Veya product placement yaparsın, kahramanımızın kullandığı çantayı almak asos.com a yönlendirebilirsin.

Ayrıca gelen insanların demografik bilgilerini de alabilirsin böylece hangi bölüme kimler coştu fln onu görürsün, ona göre daha sonraki yazılarına yön verirsin fln. Neyse burası biraz analitik oldu ama olsa olur yani..



06 Nisan 2014

Anne Olunca Anlarsın



Tam olarak çözemediğim böyle bir genel anlayış var; yani anne/baba/aşık vb onlarca şey olunca anlarsın deniyor. Burada 1-2 seçenek var bence;

- İnsanlar kendi duygularını anlatabilecek kadar yetenekli değil ve geçiştiriyoruz. Ulan ne anlatçam şimdi "yaw çok acaip bişey, ama anlatabilecek yeteneğim yok ondan bırakayım onlar anlarsa anlasın"

- Diğer insanların empati yeteneğini çok küçük görüyoruz ve anlatsam da anlamayacak zaten bekleyelim belki benim durumuma gelince anlar diyoruz ama orda da pek umut yok gibi.

- Karşımızda insan bir fanusta yaşıyor ve insanların değişik durumlarda verebileceği tepkileri idrak edemiyor. O zaman da  kime ne anlatıyorum ki deyip burakıyoruz anlatmayı.

Bir yandan da gerçekten hiç tatmadığın ve tahmin edemediğin duygular olabilir, ona da katılıyorum ama bana anlayamazsın çünkü bilmemne değilsin dediklerinde çok kızıyorum. Ya sen bir dene önce bakalım anlıyor muyum sonra çözemezsek başka yol bakarız.

Mesela Al Pacino'nun da konuyla ilgili ilginç bir hikayesi var.

Godfather 1 vizyona girdikten sonra;
Al Pacino: Ya bu Marlon Brando neden bu kadar seviliyor hiç anlamıyorum.
Coppola: Baba olunca anlarsın.

Yaa yaa bu da böyle bir Godfather şakası işte :)

22 Mart 2014

Danışman Kuaför


Böyle bişey var bizim orda, benim tahminim şöyle; içeri girdiğinde bir yarım saat saç kesme raporlarından, dünyadaki trendlerden ve saç keserken nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda bir nutuk çekiyor. Ondan sonra daha önceki müşterilerinin saçlarını kestikten sonra ilişkilerinin gidişatı ve saç kestirmenin genel olarak insanların hayatlarındaki etkisi başlıklı bir powerpoint sunumu yapıyorlar.

Sonrasında da havalı kelimeler kullanarak diğer kuaförlerden ne konularda farklı olduğunu anlatan müşteri memnuniyeti anketlerini paylaşıyorlar.

Bütün bunlar bittikten sonra 200 € luk bir fatura çıkarıyorlar, sen illa ki saçımı kesin diye tutturursan 5000 € luk bir fatura daha kesiyorlar.