30 Ocak 2013
Şimdi Sen Kaç Oldun??
Bu aralar çevremdeki insanların yaşlarını tahmin etmekte çok büyük zorlanıyorum. Benim yaşımdaki çok insanda da aynı sorun var sanırım, özellikle 2000 doğumlu sonrası insanları kafamızda pek canlandıramıyoruz ama kendileri şu anda 13 yaşına geldiler yakında hayata atılacaklar. Biz hala yok canım o yılda kimse doğmuş olamaz diyoruz.
Eskiden çok daha iyi tahmin yapardım, tabi bunun birkaç nedeni var; öncelikle küçükken 1-2 yaş bile çok farkederdi ve hemen değişimi anlardın, sonrasında 3-4 yaş büyük veya küçük abi/abla/kuzen karşılaştırma yapmakta çok yardımcı oluyordu. Mesela gördüğün birisini bu bilmemne yle aynı yaştadır heralde diyip çok daha rahat tahmin yapabiliyordun.
Ama şimdi fena bitmiş durumdayım, özellikle kadınların yaşını tahmin konusunda acaip batırıyorum. Hani iltifat etmek için 3-4 yaş küçük söylersin ya kadının yaşını tahmin et dediklerinde, yahu bi insan her seferinde mi gerçeğinden 2-3 yaş fazla söyler ama her seferinde yaa... Sonra da toparla toparlayabilirsen, yok aslında o da güzel bişey, yok aslında o kadar mantıklı konuşuyosun ki o yaşta olacağını tahmin etmedim. At atabildiğin kadar ama boktan yani, çeviremezsin de...
Tabii ben de bunun üstüne düşündüm ve şam fıstığı teoremimden sonra bloguma Şimdi Sen Kaç Oldun teoremimi yazıyorum - bak teorem diyorum teori fln değil. Şimdi 22-24 yaşından itibaren dış görünüş ergenlikteki kadar çok değişmiyor ya ondan dolayı insanlar kendi yaşlarını ve nasıl göründüklerini unutuyorlar. Böyle olunca 28 yaşındaki birinin karşısına 27-28 yaşlarında biri geliyor bakıyosun kıza bi de kendi görüntünü düşünüyosun (ama tabi 22-24 yaşındaki halini) diyosun ki bu kız benden 5-6 yaş büyük e o zaman hoop oluyo mu 34 yaşında hadi buffer koydun biraz 30 yaşında dedin. Sıçtın yani çok fena.
Neyse bu teoremden sonra uzun süredir yapmadığımız üzere bir nerd show la bitirelim yazımızı:
Ali'nin yaşı 10 yıl sonra oğlu Ahmet'in yaşının 4 katı olacaktır. Ali 27 yaşında olduğuna göre şu anda nerelerde olması beklenir??
(Geyik gibi gözüküyor ama gerçek soru, az bi düşünün yorum fln yazın bulursanız)
Etiketler:
at atabildiğin kadar,
moris'in blogu,
nerd,
olgun kadınlar,
şam fıstığı,
Şimdi Sen Kaç Oldun,
teorem,
yaş problemi
17 Ocak 2013
Hı Hı Biliyorum Onu!
"Ya afedersin, bilmemne binası nerde biliyo musunuz", amca önce sağa bakar sonra soluna bakar, hafifçe kafasını kaşır, sonra da "ya çok emin değilim ama şu ilerden sağa bi dön sonra bi 10 dk sonra tekrar sor oralarda olması lazım". Ve işte bittiğin an budur, büyük ihtimalle amca hayatından 30-45 dk arası yedi ve gitmek istediğin yere ya ulaşamayacaksın ya da olmak istediğinden çok daha geç ulaşacaksın.
#sadecetürklereözgü diye bişey demiycem ama hakkaten bizde çok oluyor böyle şeyler. Belki de ilkokulda bilemedin otur sıfırcı hocalardan dolayı her sorulan soruya bi şekilde cevap vermek zorunda hissediyoruz ve bu şekilde aslında karşındaki insanın da hayatından yiyorsun. Bu cevap verme sorumluluğu hissetmek çok fena bişey, mesela amca sırf orada yaşıyor diye bu bilmemne binasını bilmek zorunda olduğunu hissediyor veya çok dışarıda yemek yiyorsun diye her yeni açılan yeri bilme zorunluluğu hissediyorsun.
Bazen benim de benzer (acaip zor) sorumluluklarım varmış gibi hissediyorum, mesela teknoloji şirketinde çalışıyorum diye teknoloji ile ilgili bütün gelişmelere hakim olmam gerekirmiş gibi sorular alıyorum. Ama teknoloji diyorsam da keşke internetle ilgili olsa sadece, yeni websitelerinden, donanımdaki gelişmelere hatta bir kere birisinin gözlerimin içine baka baka anlatmasından dolayı enerji sektöründeki teknolojik bir gelişmeyi bilmiyorum diye kendimi acaip suçlu hissetmiştim.
Bazen benim de benzer (acaip zor) sorumluluklarım varmış gibi hissediyorum, mesela teknoloji şirketinde çalışıyorum diye teknoloji ile ilgili bütün gelişmelere hakim olmam gerekirmiş gibi sorular alıyorum. Ama teknoloji diyorsam da keşke internetle ilgili olsa sadece, yeni websitelerinden, donanımdaki gelişmelere hatta bir kere birisinin gözlerimin içine baka baka anlatmasından dolayı enerji sektöründeki teknolojik bir gelişmeyi bilmiyorum diye kendimi acaip suçlu hissetmiştim.
Bu sorumluluklar yaptığınız iş dışında hobilerinize de giriyor, özellikle Apple'in bunu da kullanarak çok yerinde hareketler yaptığını düşünüyorum. Crossing the Chasm kitabını duymuşsunuzdur belki, yukarıdaki grafikte de görebileceğiniz gibi pazarlamacılar innovatorları hedefler sonrasında iyi ürün vs vs le main stream e ulaşırlar ve parayı kırarlar gibi şeylerden bahsediyor. Fakat bana kalırsa Apple'in yaptığı şu; kullanıcılarına o kadar ürünü sevdirip üründen sorumlu hissettiriyorlar ki sonrasında bu kullanıcıların hepsi bütün güncellemelerden haberdar olmak yeni ürün çıkıp çıkmadığını takip ediyor ve bunu da diğer insanlara karşı savunma sorumluluğunu hissediyor. Sonrasında da bu kullanıcılar power user oluyorlar ve innovators kısmı çok daha büyüyerek ve yukarıdaki grafiği bozarak neredeyse majority haline geliyorlar.
Neyse yine nerden nereye geldik, kısaca diyeceğim şudur; bilmiyosan bilmiyorum de sıkıntı yok hakkaten. Takmayız biz o kadar, gel konuşalım tartışalım çözeriz onu zaten bi ara.
10 Ocak 2013
You Are Not A Unique Snowflake
Facebook'da sizin de farkettiğiniz şöyle bi kafa var ya "benim en sevdiğim filmleri hemen facebook ta likelarım, itörnıl, fayt klab ve şawşenk." Popülerse patlat ben de çok seviyorum diye kimse de sordu mu acaba Eternal Sunshine of the Spotless Mind (kısaca itörnıl) sonunda noluyo belki sürekli yine kavga ediyolar ve aynı loopa giriyolar paso. Beyin silinmekten yalama oluyor, yanıyor fln...
Neyse yine başka bişey anlatacaktım pis geyiğe sardım; yukarıdaki sahneyi bilmem hatırladınız mı Fight Club'dan. Her ne kadar benim anlatmak istediğimle fight club da kullanılan tam olarak aynı olmasa da baya benzer bence. Şu aralar insanlarla konuştukça herkesin kendi problemini çok özel ve daha önce başına gelmemiş sanma ruh halinde olduğunu görüyorum. Bana kalırsa aslında orta okulda gördüğümüz birbirinden farklı gibi gözüken matematik sorularından farklı değil yaşadıklarımız.
Sen Ali'yle Ayşe'nin yaşları farkını bulduğun soruda isimleri değiştirirsen, karşına benzersiz bir soru çıkıyor gibi gözüküyor ama aslında önceki sorudan hiç bir farkı yok. Çevremde yaşayan insanların konuştuklarına bakınca en karmaşığı yaş problemi (iş hayatı), havuz problemi (aşk hayatı), işçi problemi (aile hayatı) bulunduran bir soru gibi geliyor. Bir çok benzer olayın bir araya gelmesinden oluşuyor sadece, ki herkes bilir ki bunu sadece dünyanın en gıcık egolu matematik öğretmenleri yapar.
Bütün problemleri aynı matematik sorusunun içine koyunca ilk bakışta hiç çözülemez gibi geliyor ve bir çoğumuzun yaptığı gibi soruyu boş bırakıp geçiyoruz ama aslında parçalara ayırınca ve daha önce çözdüğün sorulara olan benzerliği farkettikçe tıkır tıkır çözüyorsun aslında.
Tabii ki bazı kişilerin sorunları çok farklı ve hakikaten benzersiz olabiliyor ki onlar için de bu sene Tübitak hazırlamış soruları diyoruz :)
Neyse yine başka bişey anlatacaktım pis geyiğe sardım; yukarıdaki sahneyi bilmem hatırladınız mı Fight Club'dan. Her ne kadar benim anlatmak istediğimle fight club da kullanılan tam olarak aynı olmasa da baya benzer bence. Şu aralar insanlarla konuştukça herkesin kendi problemini çok özel ve daha önce başına gelmemiş sanma ruh halinde olduğunu görüyorum. Bana kalırsa aslında orta okulda gördüğümüz birbirinden farklı gibi gözüken matematik sorularından farklı değil yaşadıklarımız.
Sen Ali'yle Ayşe'nin yaşları farkını bulduğun soruda isimleri değiştirirsen, karşına benzersiz bir soru çıkıyor gibi gözüküyor ama aslında önceki sorudan hiç bir farkı yok. Çevremde yaşayan insanların konuştuklarına bakınca en karmaşığı yaş problemi (iş hayatı), havuz problemi (aşk hayatı), işçi problemi (aile hayatı) bulunduran bir soru gibi geliyor. Bir çok benzer olayın bir araya gelmesinden oluşuyor sadece, ki herkes bilir ki bunu sadece dünyanın en gıcık egolu matematik öğretmenleri yapar.
Bütün problemleri aynı matematik sorusunun içine koyunca ilk bakışta hiç çözülemez gibi geliyor ve bir çoğumuzun yaptığı gibi soruyu boş bırakıp geçiyoruz ama aslında parçalara ayırınca ve daha önce çözdüğün sorulara olan benzerliği farkettikçe tıkır tıkır çözüyorsun aslında.
Tabii ki bazı kişilerin sorunları çok farklı ve hakikaten benzersiz olabiliyor ki onlar için de bu sene Tübitak hazırlamış soruları diyoruz :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)