Bu yazımda sizlere (ahaha yine siz dedim kime diyosam :) aslında her gün gördüğümüz fakat arkasındaki detaylarını bilmediğiniz acıklı bir hikayeyi anlatmak istiyorum. Kamyon şoförü Hicle'nin kalpleri hüzne boğan acıklı aşk hikayesi.
Bundan yaklaşık 50 yıl önce Anadolu'nun bağrından kopup İstanbul'a gelen ve geride kalan anne-babasına para gönderebilmek için bar fedailiğinden, simit satmaya birçok iş yaptıktan sonra kamyoncu olan yağız bir delikanlı varmış. Bu yağız delikanlımız Hicle hem arkadaşları tarafından hem de patronu tarafından çok sevilirmiş. Hatta normalde 3 yıldan önce yurtdışına eşya taşıyamayan yeni başlayanlar arasında ilk yurtdışı taşımasını 2 yıl içinde yapmış. Tabi bu çabuk ilerlemesinde patronuyla ve diğer ofislerdeki kamyoncu arkadaşlarıyla iyi ilişkileri ve her seferden dönüşte bütün giderleri küçük bir excel dosyasında tutması ve öğrendiklerini küçük bir sunum eşliğinde arkadaşlarıyla paylaşmasının çok önemli olduğu söylenir.
Yine bu yurtdışı seferlerinin bir tanesinde, Paris'de KDÖKM'de (Kamyoncular Dernegi Özel Konaklama Merkezi) - belli bir sayıda sefer yaptıktan sonra ücretsiz faydalanabiliyordu - oturup yolculuklarda eksik etmediği domates suyunu yudumlarken hayatının aşkını gördü. Sanki zaman durmuştu ve sadece Hicle ve sarışın dünyalar güzeli Fransız aşkı hareket ediyordu. Daha önce hiç bir kızı KDÖKM'de görmemişti, çok heyecanlandı ve hemen yanına gidip konuştu "Madonna mı Michael Jackson mı?" kız donup kalmıştı. Hicle de ne yapacağını bilmiyordu bu pick up line İstanbul'daki bütün pavyonlarda işlemişti halbuki. Uzun süren sessizlikten sonra kız "No Turkish" dedi, Hicle de bu sessizliğin nedenini anladı fakat durmak yoktu, kırık İngilizcesiyle tekrar zorladı kızı "Your shirt is very nice like your eyes eheh". Her ne kadar kafiyeli olsa da "Adın ne" den sonra olup olabilecek en kötü giriş cümlesiydi. Neyse ki kız da bu yağız delikanlıdan hoşlanmış olmalı ki mahçup bir şekilde gülümsedi "Ahahahah(?!), you are funny". Ve yağız Hicle bunu yürü ya kulum şeklinde anladığı için Sultanahmet'ten girip, camels everywhere kıvamına gelen pis bir geyik sonucunda kızı tavlamış.
Her uzak ilişkide olduğu gibi Hicle'nin çok mobil olması, kızın Paris'te yaşaması, dil, kültür ayrılıkları bir de tabii ki Hicle'nin kızın babasını tavlada iki ters bir düz yenmesi sonucunda kızın ailesi Hicle'yle beraber olmasına izin vermemiş. Hicle önce çiçeğini çikolatasını almış gitmiş, sonra kaçırmaya çalışmış ama Fransız beyefendisi olan kızın babası kesinlikle izin vermemiş bu ilişkiye.
Hicle çok üzülmüş bu işe, diğer kamyoncu arkadaşlarıyla üzüntüsünü paylaşınca hepsi destek olmak istemişler arkadaşlarına. Ve ondan dolayı karar almışlar bundan sonra bütün kamyonlarının üstüne Hicle'nin ve sevgilisinin ismi olan Long'u ömür boyu birlikte olacakları şekilde yazmışlar. Ondan dolayı bütün kamyonların üstünde LONG VEHICLE yazılı olduğunu görüyoruz. Yaa yaa bu da böyle acıklı bir hikaye işte...
27 Eylül 2012
Kamyoncu Hicle'nin Acıklı Hikayesi
Etiketler:
excel,
hicle,
korpırıt kafalar,
long,
long vehicle,
pick up line,
sunum
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder