16 Ekim 2012

Ben Demiştim

Ben demiştim tarzı insanlar vardır bilir misiniz? Özellikle kötü olaylardan sonra birisi çıkıp "ben demiştim" der, o anda ağzını burnunu kırmak istersiniz ama hakkaten o demiştir. Tabi bu ben demiştim ci insanların bazıları sırf bu tarzı sürdürmek adına kendine de çevresine de büyük zararlı olabiliyor.

Mesela kurumsal hayatta bir pesimist adam vardır, sunumların ortasında olasılığı çok düşük bir kötü olay söyler sonra da eğer olursa o olay hemen hiç acımadan patlatır "ben demiştim"i. Bu yine olabilir diyebiliriz aslında ama asıl sorunlu kişiler ego problemleri dolayısıyla, sırf haklı olmak adına olasılığı düşük olayın gerçekleşmesine göz göre göre izin verenler. Hah işte onların hakkaten ağzını burnunu kırcaksın.

Ben de mesela biraz "ben demiştim"ciyim aslında, ama hala ilk kısımdaki mi ikinci kısımdaki miyim tam olarak çözemedim. Örneğin hala şöyle bir sorunun doğru cevabını bulmakta zorlanıyorum; beraber çalıştığın daha önce çalıştığı şirketlerden para çaldığını itiraf eden bir çalışana tamamiyle güvenmeden önce kimsenin farketmeden çalabileceği küçük bir meblağ ile test etmek doğru mudur değil midir. Yani adam onu çaldığında "O küçücük bişeydi, çalmak sayılmaz" diyebilir veya "O az parayı çalmak ileride büyük bir parayı çalacağı anlamına gelmez" diyebilir. Bir yandan da şirket için ileride çok büyük bir kötülük yapabilecek ve daha önce yaptığı yanlışı tekrarlamaya meyilli bir insana güvenip daha da büyük bir meblağ emanet etmek ne kadar doğrudur.

Sanırım ben uzun zaman daha - özellikle de çevremde gördüğüm/duyduğum hikayelerle - insan dediğin şeyin kolay kolay değişemediğine inanıp kolay kolay büyük para emanet etmeyeceğim. Korktuğunda, üzüldüğünde veya beklenmedik bir olayla karşılaştığında hiç sonuçlarını düşünmeden en iyi bildiği şeyi yapıyor insan dediğin şey. Hatta 7 sinde nasıl yapıyorsa 70 inde de aynı şekilde yapıyor.

09 Ekim 2012

Genel Kültürü Herkese Gösterme


Günümüzün sidik yarışlarından yine gereksiz bir tanesi de hangimiz daha genel kültürlü, hangimiz daha farklı şeylerle ilgili bilgiye sahibiz onu gösterme çabası. Tabii ki artık mobil internet ve bilgiye kolay ulaşım sayesinde eskiden olduğu gibi ben öyle hatırlıyorum gibi yalandan cümlelerle bilmediğiniz şeyleri biliyormuş gibi gösteremiyorsunuz.

Böyle olunca insanlar Trivial Pursuit gibi oyunlarda ne kadar genel kültürlü olduklarını gösterebiliyorlar - ki 2 tane soru bilip hayvan gibi sevinenlere baya kılım, kazanma hırsını anlarım da gereksiz sevinç gösterisi yapanların ağzını burnunu kırasım geliyor. Bu arada baya da iyi oynarım Trivial Pursuit, zamanında dostlarla 6 kişi, bütün olası kombinasyonlarla takım kurup sabaha kadar oynamıştık. Neyse yine kafalar gitti bambaşka yerlere, benim gözüme çarpan yeni bilgi gösterme yeri "sinemalar". (Nası ya sinemada konuşamıyorsun bile nası olacakmış dediğini duyar gibiyim, komik bişey varsa commente yaz bütün sınıf gülelim.)

Sinemada kendini gösterme sanatı şöyle icra ediliyor; 
  1. Herhangi normal bir filme gidilir
  2. Küçük bir gönderme duyulur
    • Pinokyo gibi burnun uzar
    • Napolyon gibi konuştun
    • Gregor Samsa gibi dönüşeceksin
  3. Göndermeyi anladığını göstermek için gereksiz ve yüksek sesle gülünür
  4. Ne kadar az kişinin anlayacağını düşünüyorsan, o kadar daha yüksek sesle gülünür
  5. Film bitene kadar 2. numaralı maddeye geri dönülür
Bu şekilde göndermelere gülerken çevrenizdekilere bakıp ne kadar kişinin anladığına göre gülme sesinizi artırabilirsiniz. Özellikle de yanınızda anlamadığını düşündüğünüz birileri varsa hafifçe kulağına eğilip "Kafka'nın romanından bahsediyor" gibi gereksiz açıklamalarda bulunursanız daha fazla kişiye genel kültürünüzün ne kadar geniş olduğunu ispatlayabilirsiniz.